Meryl Streep’in filmlerde canlandırdığı “her şeyi çok iyi başaran” tiplerine o kadar alışmıştık ki Florence karakteri seyirci için büyük değişiklik oldu. Berbat şarkı söyleyen Florence aslında gerçek bir şahsiyet. Bu sosyetik ve zengin kadın, yaşadığı dönemde kötü şarkıcılığı ve aşırı gösterişli kıyafetleri ile alay konusu olmuş, hatta tarihçi Stephen Pile tarafından dünyanın en kötü opera şarkıcısı seçilmişti.
Stephen Frears yönetmenliğindeki İngiliz Fransız ortak yapımı Florence Foster Jenkins isimli film de bu hikayeyi anlatıyor.
Florence Foster Jenkins Konusu:
Florence, St. Clair Bayfield ile ( Hugh Grant) ile evlidir. Bayfield bir Shakespeare aktörüdür, aynı zamanda Florence’in menajeridir. Evli olmalarına rağmen ayrı evlerde yaşamaktadırlar. Florence korkunç sesine rağmen opera şarkıcısı olma hayalleri ile piyanist Cosme McMoon’u (Simon Helberg) tutar. McMoon, Florence’in sesini duyunca şoka girer ama ses eğitmeni Carlo Edwards Florence’in şahane bir sesi varmış gibi davranmaktadır.
Cosme’yi de bir şey belli etmemesi konusunda uyarırlar. Kocası bu arada küçük bir gösteri hazırlar, Florence’ın kurmuş olduğu Verdi Club’ta toplanırlar. Seyirciler gülmemek için kendilerini zor tutarlar ama bir şey belli etmezler. Florence cesaret bulur ve Yılbaşı için bir plak yapar. Kaydın kopyasını McMoon’a verir, bu arada geçmişte kocasının pek iyi bir aktör olmadığı zamanlarda kötü eleştirileri nasıl O’ndan sakladığını anımsar. Ayrıca McMoon’a eskiden piyano çaldığını anlatır, hatta çocukken Başkan’a da çalmıştır. McMoon Florence’in müzik bilgisi bakımından çok da boş olmadığını anlar ve arkadaşlıkları pekişir. Birlikte şarkılar yazıp seslendirmeye başlarlar. Parçalar, Bayfield ve metresi Kathleen’in şaşkınlığına rağmen radyolarda çalmaya başlar. Dinleyiciler bunun bir parodi olduğunu sanmakta ve çok eğlenmektedir.
Florence ünlü olmuştur. Ünlü Carnegie Salonunda gösteri yapmaya karar verir. Kocası O’nu vazgeçirmeye çalışsa da başaramaz. McMoon ise kariyerinin mahfolacağını düşünmektedir. Ama yine de konsere katılmaya razı olur. Konsere o zamanın çok ünlü şarkıcıları da davet edilmiştir. Florence şarkı söylemeye başlayınca ortalık karışacaktır.
Florence Foster Jenkins Filmi Karakterleri:
Florence Foster Jenkins (Meryl Streep) :
New York sosyetesi mensubu zengin ve opera söyleyebildiğine inanan bir kadındır. Gerçeğe o kadar zayıf bağlarla bağlıdır ki müzik yeteneğinin düzeyi konusunda hiç bir fikri yoktur. Sosyetede alay konusudur. Aslında güzel bir sesi olan Streep bu müzik kulağı olmayan ve kıyafetleri de en az sesi kadar kötü olan divayı, dolgu ile kabartılmış kıyafetleri, hafifçe sarkmış peruğu o kadar iyi canlandırıyor ki Florence’ın ta kendisi oluyor.
St Clair Bayfield (Hugh Grant) :
Florence’in alaycı ama sempatik kocasını canlandıran Grant, performansı ile Streep’ten hiç geri kalmıyor. Bayfield eleştirmenlere el altından para ödemekte, karısının gösterilerine gelenleri tembihlemektedir. Florence’a parası için mi katlanmaktadır yoksa O’nu gerçekten sevmekte midir? Yönetmen ve senaryo yazarı bu sorunun cevabını seyirciye bırakıyor.
Cosme McMoon (Simon Helberg) :
Genç piyanist Cosme’yi canlandıran Helberg’i Tv dizisi Big Bang Theory’den hatırlıyoruz. Filmde Florence’a piyanist olarak eşlik etmeyi sadece para için kabul eden müzisyen rolünde izleyeceğiz. Florence şarkı söylerken Cosme’nin gösterdiği reaksiyonlar filme renk katıyor.
Kathleen Weatherley (Rebecca Ferguson) :
Trendeki Kız’dan hatırlayacağımız Ferguson, filmde Bayfield’in gizli metresini canlandırıyor. Florence ilk kocasından (Dr. Frank Jenkins) bulaşmış olan frengi sebebiyle sağlık sorunları yaşamakta, arsenik benzeri ağır ilaçlar almaktadır. Hastalığın şimdiki kocası Bayfield’e geçmemesi için uzak durmaktadır. Bayfield Kathleen ile birliktedir.
Film boyunca Meryl Streep, karakterin absürtlüğünü iyice vurgulayan bir oyunculuk sergiliyor. Nicholas Martin’in senaryosunu yazdığı film, komedi olmasının yanı sıra şık arka planlarda çekilmiş sahneleri ile de göz dolduruyor.
Florence Foster Jenkins Fragmanı:
https://www.youtube.com/watch?v=nGP90TRZErE