Edebiyat ve sinema dünyasının en vazgeçilmez unsurlarından biri olan “zaman yolculuğu” teması sayısız romana ve filme konu olmuştur. Bazı eserler bu kavramı biraz sömürürken diğerleri zaman yolculuğunun yarattığı nimetlerden, oluşturduğu paradokstan sonuna kadar faydalanmayı başarabilmiş ve sinema tarihine adını silinmesi zor harflerle yazdırmıştır.
Çok daha iyileri olması sebebiyle listemizde kendine yer bulamayan pek çok filmden biri olan, MTV’nin yapımcılığını üstlendiği Project Almanac’ı da zaman ile ilgili filmler arasından bireysel bir tercih olarak öneriyoruz.
Bir başka “en iyiler” listesinde görüşmek üzere diyerek sizi, en iyi zamanda yolculuk filmleriyle baş başa bırakıyoruz.
10. Frequency (Frekans) – 2000 – IMDb: 7,4
Frank Sullivan (Dennis Quaid), New York İtfaiye Departmanı’nda çalışan gözüpek bir itfaiyecidir. Bir binada çıkan yangına ekibiyle müdahale etmeye giden Frank, binada yaşanan patlamanın ardından trajik bir biçimde hayatını kaybeder.
Aradan 30 yıl geçer. Frank’in oğlu John Sullivan (Jim Caviezel), babasının ona bıraktığı mirası eski bir telsizin başında zaman öldürmektedir. Çok nadir görülen bir hava durumu sebebiyle telsiz frekansları zaman değişikliğine maruz kalır ve John telsiz aracılığıyla 30 yıl öncesine ulaşıp babasıyla irtibat kurar.
John, bu andan itibaren geçmişe dair tüm bilgisini ve hatıralarını babasını hayata döndürmek için kullanır ancak zaman çizgisiyle oynamanın hem geçmişte hem de gelecekte son derece büyük ve tehlikeli sonuçları olacaktır.
2000 yılında gösterime giren Frekans’ta, başarılı oyuncular Dennis Quaid ve Jim Caviezel’e, Lost dizisinden tanıdığımız Elizabeth Mitchell eşlik ediyor. Frekans, zamanda yolculuk fimlerinin gizli hazinelerinden biri.
9. Looper (Tetikçiler) – 2012 – IMDb: 7,4
2074 yılında zaman yolculuğu artık sıradan bir hale gelmiş ve kötü amaçlarla kullanılmaması için devlet kontrolüne girmiştir. Ancak bu durum mafyayı çok etkilemez. Mafya, kurtulmak istediği kişileri zamanda geri gönderir ve şimdiki zamanda onu bekleyen tetikçiler tarafından öldürülmesini sağlar. Bu yöntem sayesinde ortada ceset olmadığı için suç da olmamaktadır.
Joe (Joseph Gordon-Levitt), bu çetenin önde gelen tetikçilerinden biridir ancak mafyanın tüm açık uçları ortadan kaldırmak ve “döngü”yü sonlandırmak için bir gün gelecekteki halini şimdiki zamana gönderip “kendisini kendisine” öldürteceğinin bilincindedir. Bu mafya için bir çeşit emekli etme yöntemidir.
Bir süre sonra beklenen gün gelir ve gelecekti Joe (Bruce Willis) döngünün kapanması için bugüne gönderilir. Bu durumu bekleyen ve hazırlıklı olan ihtiyar Joe, tecrübesini ve gücünü kullanarak genç Joe’nun elinden kurtulup kaçar.
Genç Joe, mafya tarafından yok edilmeden önce gelecekteki halini bulup döngüyü kapatmak için çabalarken ihtiyar Joe’nun şimdiki zamanda tamamlaması gereken ve her şeyi değiştirebilecek çok önemli bir işi vardır.
İki usta oyuncu Joseph Gordon-Levitt ve Bruce Willis’in performanslarıyla göz doldurduğu “Tetikçiler”, zaman yolculuğu gibi bilim kurgusal bir tema üzerine otursa da etkileyici aksiyon sahneleriyle de alkış topluyor.
8. Source Code (Yaşam Şifresi) – 2011 – IMDb: 7,5
Hatırladığı son şey Afganistan’da helikopterle bir görev uçuşu gerçekleştirdiği olan Yüzbaşı Colter Stevens (Jake Gyllenhaal), gözünü açtığında kendini nasıl geldiğinden haberi olmadığı bir trende, kim olduğuna dair hiçbir fikri olmayan bir kadınla konuşurken bulur. Burada ne aradığını, nasıl geldiğini, kadının kim olduğunu anlamaya çalışırken içinde bulunduğu tren büyük bir gürültüyle havaya uçar.
Yeniden uyandığında yetkililer ona çok gizli askeri bir programın bir parçası olduğunu ve içinde bulunduğu makine sayesinde bilincini sekiz dakika süreyle başka bir insana aktarabildiğini açıklarlar. Trende yaşadıkları ise o sabah meydana gelmiştir. Tren bir terörist saldırıya kurban gitmiş ve yüzlerce masum insan yaşamını yitirmiştir.
Sabahki patlamada yaşamını yitiren bir öğretmenin zihnine transfer olan Stevens, elindeki sekiz dakika içerisinde patlamanın kaynağını bulmalı ve teröristi tespit etmelidir. Çünkü aynı gün içerisinde başka bir bombanın daha patlatılacağı istihbaratı alınmıştır.
Geçmişi değiştiremeyeceği, yalnızca gözlem yapıp bilgi toplayabileceği söylense de beraber yolculuk yaptığı Christina’ya (Michelle Monaghan) karşı bazı hisler beslemeye başlayan Stevens, bir yandan verilen görevi yerine getirmeye çalışırken bir yandan bu bilinç transferinin sınırlarını keşfetmeye karar verir.
Zaman yolculuğu filmlerinde alışılagelmiş tema olan maddenin seyahatinden ziyade Yaşam Kaynağı’nda bilincin gerçekleştirdiği yolculuğa tanık oluyoruz.
7. The Time Machine (Zaman Makinesi) – 1960 – IMDb: 7,6
1900 yılının Haziran ayında George (Rod Taylor), kendi verdiği davete geç kalır. İçeri girdiğinde arkadaşlarının meraklı bakışlarıyla karşılaşan George darmadağınık bir haldedir. Misafirlerine bir zaman makinesi icat ettiğini anlatan George, bu makineyi kullandığında başından geçen maceraları anlatmaya başlar.
Konuklarının şüpheci ve inanmaz bakışlarına aldırmadan zaman makinesiyle gerçekleştirdiği ziyaretleri anlatmayı sürdüren George, 802701 yılına gittiğini ancak burada umduğu gibi gelişmiş bir medeniyetle karşılaşmadığını aktarır. George’un yolculuk yaptığı 802701 yılındaki dünya her açıdan gelişmiş insanlar ve icatların olduğu bir ütopya olmaktan çok uzaktır. Medeniyet çökmüş ve dünya üzerindeki halk, yeryüzünde yaşayan ve kaygısız eloiler ile yeraltında yaşayan ve oldukça vahşi morloklar olarak ikiye bölünmüştür.
Hayalini kurduğu ütopyadan çok uzak bir geleceğe geldiğinin farkına varan George, kendisini hiç arzu etmediği bir varoluş savaşının tam ortasında bulur.
Ünlü bilim kurgu yazarı H.G. Wells’in en meşhur romanlarından biri olan Zaman Makinesi’nin bu beyaz perde uyarlamasında Wells’in romanını yine Wells’in ağzından dinliyor, yaşadıklarına tanık oluyoruz. Zaman Makinesi filmlerinin birden fazla olduğunu, 1960 tarihli bu yapımın diğerleriyle karıştırılmaması gerektiğini söylemekte fayda var.
Dönemi için oldukça başarılı görsel efektlere sahip yapım, 1961 yılı Akademi Ödülleri’nde “En İyi Görsel Efekt” dalında ödüle layık görüldü.
6. The Butterfly Effect (Kelebek Etkisi) – 2004 – IMDb: 7,7
Adını, ilk kez Edward Norton Lorenz tarafından ortaya atılan bir kaos teorisinden alan Kelebek Etkisi’nde Evan Treborn (Ashton Kutcher), küçük bir kasabada bekar annesi ve arkadaş grubuyla mutlu bir hayat sürmektedir. Evan, belirli zaman ve olaylar sırasında baygınlık geçirmektedir ve bambaşka bir yerde uyandığında başından geçenleri, oraya nasıl geldiğini anımsamamaktadır. Ne arkadaşları ne de annesi Evan’ın bu kısa süreli şuur kayıplarına inanır. Onun dikkat çekmek için rol yaptığını düşünürler.
Evan büyüdükçe bu bayılmalar önce giderek azalır ardından tamamen biter. Dönemsel bir rahatsızlık geçirdiğine kanaat eden Evan, üniversiteye gitmek için kasabadan ayrılır. Yurda getirdiği eşyalar sırasında bilinç kaybına maruz kaldığı dönemlerde yaşadıklarını yazdığı eski günlüğünü bulur.
Hem o günleri hatırlamak, hem de ne zamandır baygınlık geçirmediğini tespit edebilmek için günlüğü okumaya başlayan Evan, bulunduğu odanın ve çevresinin bir anda şekil değiştirmesiyle şoka girer. Gözünü açtığında günlükte okumakta olduğu zaman ve yere gelmiş olduğunu fark eder.
Yakışıklı oyuncu Ashton Kutcher’a Amy Smart ve “Daredevil” dizisindeki Foggy Nelson rolüyle sempatimizi kazanan Elden Henson’ın eşlik ettiği yapım, tekrar tekrar izlenen zaman filmlerinden biri.
5. About Time (Zamanda Aşk) – 2013 – IMDb: 7,8
Sinema salonlarında, muhtemelen bir bilim kurgu filminden ziyade “Not Defteri” filminin devamı izlenimi uyandıran afişinden dolayı çok dikkat çekmeyen ve hatta burun kıvrılan “Zamanda Aşk” hiçbir görsel efekt kullanılmadan da bir zaman yolculuğu filmi yapılabileceğini gösteriyor.
21. yaş günü partisinden bir gün sonra Tim Lake (Domhnall Gleeson), babası tarafından çağırılır ve ona ailenin erkeklerinin bir yeteneğinin olduğunu, bu yeteneğin zamanda yolculuk yapmak olduğunu söyler. Babasının kitaplar arasında kayışı kopardığını düşünen Tim, bunun bir şaka olduğunu düşünse de yine de biri dolaba girip zamanda yolculuk yapmayı denemekten kendini alıkoyamaz.
Gözünü açtığında kendini bir gece önceki doğum günü partisinde bulan Tim bu aile sırrını gerçek aşkı bulabilmek için kullanmaya karar verir.
Tim, belli durumlarda hem kendisi hem de sevdikleri için ikinci bir şans yaratmak için gücünü kullanırken kısa bir süre sonra bu özelliğinin de bir sınırı ve mutlak sonuçları olduğunu fark eder. Zaman yolculuğuyla birlikte zamanla ilgili filmlerden biri olan yapımın oyuncu kadrosundaki kaliteli isimler de dikkat çekiyor.
Romantik ve zaman zaman oldukça duygusal bir zamanda yolculuk filmi olan “Zamanda Aşk”ta, Star Wars ve Black Mirror’dan aşina olduğumuz Domhnall Gleeson ve güzel oyuncu Rachel McAdams ile tecrübeli oyuncular Bill Nighy ve Lindsay Duncan performanslarıyla göz dolduruyor.
4. X-Men: Days of Future Pastd (X-Men: Geçmiş Günler Gelecek) – 2014 – IMDb: 8,0
1981 yılında yayınlanan aynı adlı X-Men hikayesinden uyarlanan “Geçmiş Günler Gelecek” izleyiciye görsel bir şölen sunarken muhteşem oyuncu kadrosuyla da gösterime girdiği 2014 yılında adından söz ettirmiştir.
Yakın bir gelecekte mutantların neredeyse tamamı, Bolivar Trask adlı bilim adamının icadı olan ve Gözcü adı verilen robotlar tarafından katledilmiştir. Geriye kalan ve aralarında Wolverine, Magneto, Profesör X, Kitty Pride’ın da bulunduğu bir avuç mutant geçmişe baktıklarında her şeyin başladığı olay olarak Mystique’in Boliver Trask’i öldürmesi olduğunu görürler ve bunu değiştirmek için geçmişe dönmeye karar verirler.
İlk başta bu yolculuk için Xavier gönüllü olsa da Kitty Pride her ne kadar zihinsel bir yolculuk olmasına rağmen şimdiki zamandaki bedeninin bu süreci kaldırmayacağını söyler. Bu durumda eldeki tek isim, hızlı iyileşme yeteneğine sahip olan Wolverine kalır.
Mystique’in Trask’i öldürmesinden önce 1973 yılındaki zihnine dönen Wolverine, geçmişi değiştirerek geleceği yeniden şekillendirmeli, kendisi ve diğer tüm mutantların yaşamı adına bu suikastı durdurmalıdır.
Serinin yönetmenliğine Bryan Singer’ın dönmesiyle birlikte serinin eski oyuncularını da bünyesine dahil eden “Geçmiş Günler Gelecek” bir çizgi roman uyarlaması olmasının yanı sıra son derece başarılı bir zamanda yolculuk filmi. Daha önce hiç X-Men filmi izlememiş olsanız bile yalnızca bu filmden bir önceki “X-Men: Birinci Sınıf”ı izleyerek bu evrene adım atabilirsiniz.
3. 12 Monkeys (12 Maymun) – 1995 – IMDb: 8,0
1996 yılında yayılan ölümcül bir virüs korkunç bir hızla yayılarak beş milyar insanın ölümüne neden olur. 2035 yılına gelindiğinde nüfusun yalnızca %1’i hayattadır ve yeryüzündeki biyolojik tehlike halen sona ermediğinden yer altında yaşamak zorundadırlar.
George Orwell’in 1984’üne göz kırpan bir düzende, yer altında yaşamlarını sürdüren “şanslı” nüfustan biri olan James Cole (Bruce Willis), yöneticiler tarafından bu virüsün kaynağı ve nasıl yayıldığıyla ilgili bilgi toplaması için geçmişe gönderilir.
Ancak James’in geçmişe gönderilmesi sırasında bir karışıklık meydana gelir ve yanlışlıkla felaketin gerçekleştiği 1996’ya değil 1990 yılına gönderilir. Henüz ne virüs ne de dünyanın sonu hakkında bir fikri olan insanlar tarafından deli muamelesi gören Cole, bir akıl hastanesine kapatılır ve burada ünlü mikrobiyolog Doktor Goines’in, kafayı hayvan özgürlüğü ve “12 Maymun Ordusu”yla bozmuş oğlu Jeffrey Goines ile tanışır.
Gönülsüz kahraman James Cole rolünde izlediğimiz Bruce Willis ve o dönemde kadın izleyicilere çığlık attıracak roller için tercih edilirken bir akıl hastasını oynamayı tercih eden Bradd Pitt’in müthiş oyunculuklarının yücelttiği 12 Maymun, Pitt’e ilk Oscar adaylığını getirmişti.
Post-apokaliptik bir bilim kurgu filmi olan 12 Maymun’da gerilimden aksiyona, komediden korkuya her türden tatlar yakalamak mümkün.
2. Donnie Darko (Karanlık Yolculuk) – 2001 – IMDb: 8,1
Donnie Darko, ne ailesiyle ne sınıf arkadaşlarıyla ne de öğretmenleriyle anlaşabilmektedir. Bu soyutlanmış hayatına rağmen Gretchen adındaki bir kızla yakınlık kurmayı başarır. Donnie’nin hayatında iki yardımcısı vardır. Biri, hipnozun sayısız sırrı gizleyen kapıyı açacak anahtar olduğuna inanan psikiyatrı Dr. Fisher’dır. Diğer arkadaşı ise, Donnie’den başka kimse tarafından görülmeyen Frank adlı bir tavşandır.
Bir uçak motoru parçalanıp, gökyüzünden Donnie Darko’nun odasının tam tepesine düştüğünde şans eseri odasında değildir. Donnie kısa bir süre sonra hem uçak motorunun düşüşünün hem de bu kazanın bazı doğaüstü sebeplere bağlı olduğunu fark eder.
Ancak akıl hastalığı ve Frank’in oyunları sebebiyle Donnie Darko bunu ispat etmekte oldukça zorlanacaktır.
Sessiz sedasız sinema salonlarına düşen “Karanlık Yolculuk”, birbirine geçen sahneleriyle ilk izlemede anlaşılması oldukça güç “beyin yakan” bir zamanda yolculuk filmi.
1. Back to the Future (Geleceğe Dönüş) – 1985 – IMDb: 8,5
Ve tüm zamanların en iyisi, eskimeyen, solmayan, bıkmadan tekrar tekrar izlenilen efsane Geleceğe Dönüş!
Marty McFly, özgüvensiz babası, muhafazakar annesi, şişman ablası ve yeteneksiz ağabeyi ile sıradan ve oldukça sıkıcı bir yaşam sürmektedir. Tek hayali bir gün bir şekilde Hill Valley kasabasından kurtulup sevgilisi Jennifer ile mutlu ve zengin bir hayat sürmek olan Marty’nin hayatı, bir gün yakın dostu Doktor Emmett Brown’dan aldığı telefonla tamamen değişir.
Doktor, Marty’e gece saat 24:00’da kamerasıyla birlikte Twin Pines Alışveriş Merkezi’ne gelmesini söyler. Marty çılgın doktorun yanına gittiğinde onun DeLorean marka arabadan bir zaman makinesi icat ettiğini görür.
Doktor, zaman makinesini çalıştırmak için ihtiyacı olan plütonyumu çaldığı Lübnanlı teröristler tarafından öldürülünce Marty çareyi arabaya atlayıp kaçmakta bulur ancak araba “saatte 88 mil hıza” ulaşınca genç adam kendisini 1955 yılında bulur. Ona bu zaman diliminde yardım edebilecek tek kişi, o güne kadar tek bir şey bile icat edememiş Doktor Emmett Brown’dır.
Geleceğe Dönüş serisinin yalnızca ilk filmini kaleme alsak da, eğer hala izlemeyen varsa kesinlikle bir üçleme olarak izlenmesini öneriyoruz. Her biri hem bir diğerinden ayrı hem de bağlantılı bu üç film filmde gösterilen “gelecek” 2115 yılında dahi eskimeyecek kalitede bir yapım.
Filmi, 90’lı yıllarda Star TV’nin Parliament Pazar Gecesi Sineması’nda izleyen nesil için Yekta Kopan ve Rüştü Asyalı dublajının yeri her daim ayrı olacak.