Sevmek ve sevilmek çoğu zaman bir ihtiyaç olarak gösterilmiştir. Oscar Wilde aşkı fizyolojik bir olgu olarak ele alır. Maslow ise oluşturduğu ihtiyaçlar hiyerarşisinde sevgiye de yer vermiştir. Tarih boyunca insanların aşık olmaları değişik şekillerde yorumlanmıştır. Belki de en güzel yorumlardan birine ise Orhan Pamuk değinmiştir. Pamuk, “Aslında en iyi aşk, değil tanımak, hiç görmediğin kişiye duyulan aşktır. Körler iyi aşık olurlar mesela.” der. Karşılıksız aşklar ise romanlara, tiyatrolara, filmlere olmak üzere birçok alanda konu olmuştur. Bunun nedeni ise insanoğlu için bir ortaklık simgesi olması mıdır? Karşılıksız Aşk Filmleri listesi herkesin kendinden bir parça bulabileceği filmleri sizlere sunuyor. Listede birçok farklı millete ait filmlerin ortak tınısını görmek mümkün.
Karşılıksız Aşk Filmleri
25. Bingwoo – Buz Yağmuru – 2004 – IMDb: 5.9
Yönetmen: Eun-seok Kim
Senarist: Mi-young Park
Film iki erkeğin bir kadına olan aşkını betimlemektedir. Bu iki erkek bir dağ tırmanışında karşılaşırlar. Ekip olarak Alaska’ya dağ tırmanışına giderler. Fakat tırmanış oldukça zorlu geçecektir. Birbirine aşkları yüzünden rakip olan iki kişi için ise daha da zor.
24. Waiting for Forever – Sonsuzluğu Beklerken – 2010 – IMDb: 6,0
Yönetmen: James Keach
Senarist: Steve Adams
Will bir aktör olarak geçimini sağlamaktadır. Bir gün çocukken aşık olduğu kızı bulmaya karar verir ve yola koyulur. Eskiden yaşadığı semte geri döner. Eski aşkını bıraktığı gibi aramaktadır.
23. The Portrait of a Lady – Bir Kadının Portresi – 1996 – IMDb: 6,3
Yönetmen: Jane Campion
Senarist: Henry James, Laura Jones
Amerika’da yaşayan Isabel kendine kalan bir miras dolayısıyla İngiltere’ye gelir. Bu vesile ile de kendi hayatını araştırmaya çalışır. Etrafına bir çok kişi dolar ve onlardan kurtulmanın yollarını arar. Bunlardan birisi de Ralph’dır. Ralph ona gizliden gizliye aşk duymaktadır fakat Isabel Osmond’la evlenir. Fakat bir süre sonra onunla miras için evlendiğini ve bir oyunun parçası olduğunu anlar. O anda gerçek aşkının Ralph olduğunu anlar. Fakat artık ziyadesiyle geçtir. Çünkü Ralph ölmek üzeredir.
22. Love In The Time Of Cholera – Kolera Günlerinde Aşk – 2007 – IMDb: 6.4
Yönetmen: Mike Newell
Senarist: Ronald Harwood, Gabriel García Márquez
Aşkından hiç bıkmayan usanmayan Florentino’yu konu almaktadır film. Florentino çocukluk aşkı olan Fermina’ya büyük bir aşk beslemektedir. Fakat babası Florentino’yu istememektedir Bunun yerine Urbino’yu bulur. Florentino’nun karşılıksız aşkı işleri zorlaştırmaktadır.
21. Temptation Of Wolves – 2004 – IMDb: 6.7
Yönetmen: Tae-gyun Kim
Senarist: Gwiyeoni
Film Kore yapımı olmasıyla dikkat çekmektedir. Han Kyung babasının ölümüyle beraber hayatındaki kararlar da değişmiştir. Artık annesiyle beraber yaşayacaktır. Bunun için de Seul’e gitmeye karar verir. Yeni geldiği şehirde yeni bir okulu ve yeni arkadaşları olur. Fakat eskiden hoşlandığı çocuğu da burada bulacaktır. Fakat gitmekte olduğu özel okulda varlıklı bir çocukla da tanışır. İkili yakınlaşmaya başlar.
20. Mr. Morgan’s Last Love – Son Aşk – 2013 – IMDb: 6.8
Yönetmen: Sandra Nettelbeck
Senarist: Sandra Nettelbeck, Françoise Dorner
Matthew hayatını yalnız ve sakin bir şekilde geçiren biridir. Pauline ile tanışır ve yaşama sevincini yeniden kazanır. İkisi de trajik olaylar sonucunda bu günlere gelmişlerdir. Matthew Pauline’yi çok sever. Sevgiden de öte bir hayat arkadaşı olarak görür.
19. Cztery noce z Anna – Anna ile Dört Gece – 2008 – IMDb: 6.9
Yönetmen: Jerzy Skolimowski
Senarist: Ewa Piaskowska, Jerzy Skolimowski
Polonya yapımı filmde eski bir mahkum olan Leon ve hayat hikayesi anlatılıyor. Leon için röntgencilik neredeyse bir hastalıktır. Leon hemşire Anna’yı hastane, ev dahil olmak üzere her yerde izlemeye başlar. Ona bir sevgi beslemektedir. Hatta o kadar ileri gitmiştir ki ev işlerine dair şeyleri bile habersiz yapar hale gelmiştir.
18. Wicker Park – Hep Seni Aradım – 2004 – IMDb:7,0
Yönetmen: Paul McGuigan
Senarist: Gilles Mimouni, Brandon Boyce
Olay ABD’nin Şikago şehrinde geçmektedir. Film ise adını filmin geçtiği Wicker Park bölgesinden alır. Matthew bir gün camdan bakmaktadır. Evinin karşısında ise en yakın arkadaşının dükkanı vardır. Birden bire göze bu dükkana bakan genç bir kadına takılır. Ona ilk görüşte aşık olmuştur. Onunla tanışmak için her yolu denemekten geri kalmayacaktır.
17. Ditto – 2000 – IMDb: 7.2
Yönetmen: Jeong-kwon Kim
Senarist: Jin Jang
Kore yapımı olan Ditto iki farklı zaman diliminde yaşayan aşıkları konu almaktadır. Film 1979 yılında geçmektedir. Yoon bir gün üniversite kantininde bir yalan söyleyerek masanın üzerindeki radyoyu sahiplenir. Bozuk bir radyo olduğunu bilmemektedir. Bu radyoyu alır eve getirir fakat bazı zamanlar konuşan birine tanık olur. Radyodan sesler geliyordur. Bu radyo ile iki kişi iletişim kurmaya başlar. Diğer ses 2000 yılından olduğunu söylemektedir. İki gencin radyo üzerinden iletişimi ve yanan ilginçlikler sürecektir.
16. Les Amours Imaginaires (Heartbeats) – Hayali Aşklar – 2010 – IMDb: 7.2
Yönetmen: Xavier Dolan
Senarist: Xavier Dolan
Filmdeki eşcinsel rolüyle dikkat çeken Francis aynı zamanda yönetmen ve senarist Dolan tarafından canlandırılıyor. Filmde Francis ile Marie iki yakın kız arkadaştır. Fakat bir gün Nicolas ile tanışırlar. O anda hayatları değişir çünkü ikisi de Nicolas’tan hoşlanmaktadır. İki arkadaş bir rekabet içerisine girerler. Nicolas bu rekabeti görür en sonunda ise bir seçim yapmak zorundadır.
15. Bi Küçük Eylül Meselesi – 2014 – IMDb: 7.4
Yönetmen: Kerem Deren
Senarist: Kerem Deren, Gökhan Tiryaki
Film Eylül’ün başından geçenler üzerine şekillenmektedir. Geçirdiği kaza sonucu son bir ay içinde başından geçenleri hatırlayamayan Eylül kalbinin sesini dinler ve Bozcaada’ya gider. Burada tanıştığı birisi ona sevgili olduklarını söyler. Eylül hatırlamaz, bu sefer karşılıksız bir aşk doğar. Fakat sonunda hiç de öyle olmadığı anlaşılır.
14. (500) Days of Summer – Aşkın (500) Günü – 2009 – IMDb: 7.7
Yönetmen: Marc Webb
Senarist: Scott Neustadter, Michael H. Weber
Film bir kelime oyunu üzerinden başlamaktadır. Filmin ana kahramanı Tom işyerinde Summer (Yaz) adlı bir kadınla tanışır. Tom ona aşık olmuştur. Ortak bir arkadaşlarının gevezeliği sonucu Summer da bu aşkı öğrenir. Fakat Summer Tom ile ciddi bir ilişki yaşamak istemediğini her fırsatta dillendirmeye çalışır. Gün gelir ve bir kıskançlık olayı yüzünden kavga ederler. Tom’un iş hayatı da kötüye gitmeye başlar. Tom Summer’a duyduğu sevginin 500. Gününde başka bir iş mülakatında tanıştığı bir kızla yakınlaşır. Onun da adının Autumn (Sonbahar) olduğunu öğrenir.
13. Show Me Love – Sev Beni – 1998 – IMDb: 7.7
Yönetmen: Lukas Moodysson
Senarist: Lukas Moodysson
Film Agnes adındaki eşcinsel bir genci konu almaktadır. Bu genç asosyaldir ve çoğunlukla depresiftir. Bir gün okulda birine aşık olur. Fakat aşkı kabul görmez. Onun için giriştiği mücadeleler filmin ana konusu içerisinde yer almaktadır.
12. Baran – Yağmur – 2001 – IMDb: 7.8
Yönetmen: Majid Majidi
Senarist: Majid Majidi
Film İran’a dair kültürel öğeler içermektedir. Henüz 17 yaşında olan İran’da yaşayan fakat Azeri olan bir gencin, İran’daki siyasal olaylarla ilgili mücadele veren Baran’a tutulmasıyla hikaye ilginçleşir. Çünkü önünde katı bir yasal yapı ve sistem vardır.
11. Veer-Zaara – 2004- IMDb: 7.9
Yönetmen: Yash Chopra
Senarist: Aditya Chopra, Aditya Chopra
Hint yapımı bir film olan Veer-Zaara adını filmin ana karakteri olan Veer Pratabh ve Singh Zaara’dan almaktadır. Veer, Zaara’ya aşıktır. Aşkları herkesin imrendiği gibi devam ederken Veer bir iftiraya maruz kalır ve kendine oynanan bu oyunun içinden çıkamaz. Sonucunda ise 22 yıllık bir hapis cezası ile cezalandırılır. İki aşık birbirini beklemek zorundadır. Fakat bunu başarabilecekler midir?
10. Edward Scissorhands – Makas Eller – 1990 – IMDb: 7.9
Yönetmen: Tim Burton
Senarist: Tim Burton
Edward bir mucidin eseri olarak doğmuştur. Fakat mucit Edward’a can vermek isterken ellerini oluşturamadan vefat eder. Edward bir süre sonra Peg ile tanışır ve Peg onu evine alır. Aynı zamanda ona bir meslek kazandırmak ister. Edward berberlik yapmanın yanı sıra bahçedeki çitlere de şekiller vermektedir. Makası çok iyi kullanmaktadır. Fakat aynı zamanda evin kızına da aşık olmuştur. Ona bir türlü açılamaz ve bu yüzden onun sevgilisini hep engellemeye çalışır. Sevgilisi de onu sevmez ve onu evden attırmaya çalışır. Hikaye bu olaylar üzerine gelişmektedir.
9. Hable Con Ella – Konuş Onunla – 2002 – IMDb: 8,0
Yönetmen: Pedro Almodóvar
Senarist: Pedro Almodóvar
Bir pavyonda kesişen hayatlar o gün ile sınırlı kalmaz. Daha sonra bir hastanede yeniden karşılaşırlar ve ölüm kalım savaşı arasında yaşanan bir platonik aşk için mücadele verilir. Bir İspanyol yapımı olan film değişik hayatları konu almaktadır.
8. Kader – 2006 – IMDb: 8,0
Yönetmen: Zeki Demirkubuz
Senarist: Zeki Demirkubuz
Kader filmi Masumiyet filminin devamı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bekir, Uğur ve Zagor karakterleri arasında yaşanan hikayeler sürmektedir. Uğur bir gün karıştığı suçtan ötürü mahalleden kaçar ve kaybolur. Bu ona platonik bir aşk duyan Bekir için kurtuluş olsa da Uğur’un geri dönmesiyle beraber ilginç olaylar yaşanır. Bekir aşkı için birçok işe kalkışmaktadır.
7. Kal Ho Naa Ho – Yarın Hiç Olmayabilir – 2003 – IMDb: 8,0
Yönetmen: Nikkhil Advani
Senarist: Niranjan Iyengar, Karan Johar, Karan Johar
Nania hayata sıkı sıkıya bağlı ve kimseye güvenmeyen bir karakteri sembolize etmektedir. Onun iyi bir dostu olan Rohit onun mahallesine taşınır. Kısa bir süre sonra ise Aman ile tanışır. Aman çok sevilmektedir. Nania ve onun ailesi birbirleriyle de oldukça kaynaşır fakat Nania ısınamaz. İki erkek ve bir kadının hikayeleri her şeyi değiştirecektir.
6. A Short Film About Love – Aşk Üzerine Bir Film – 1998 – IMDb: 8.3
Yönetmen: Krzysztof Kieslowski
Senarist: Krzysztof Kieslowski, Krzysztof Piesiewicz
Polonya’lı yönetmen filminde aşk kavramına yönelik gelgitleri vurgulamaktadır. Filmin ana kahramanı olan Tomek bir posta memurudur. Haliyle birçok mektup ve bilgi elinden geçmektedir. Hal böyle olunca sevdiğiyle ilgili tüm bilgiye de ulaşabilmiştir. Tomek komşusuna aşıktır. En sonunda ona açılır fakat pek de istediği gibi bir cevap alamaz. Karşılıksız aşkıyla baş başadır.
5. Eternal Sunshine of the Spotless Mind – Sil Baştan – 2004 – IMDb: 8.3
Yönetmen: Michel Gondry
Senarist: Charlie Kaufman, Michel Gondry
Clementine ve Joel iki aşıktır. Fakat yaşadıkları üzerine hafızalarını sildirmek isterler. Clementine’in hafıza sildirme yolunu keşfeden Joel aynısını kendisinde uygular. Fakat Joel Clamentine’nin peşini bırakmaz ve ona bazı şeyleri unutturmak niyetinde değildir. Bu film aynı zamanda en iyi senaryo dalında Oscar ödülüne de sahiptir.
4. Amelie – 2001 – IMDb: 8.4
Yönetmen: Jean-Pierre Jeunet
Senarist: Guillaume Laurant, Jean-Pierre Jeunet
Sosyallikten uzaklaşan Amelie git gide yalnızlaşmaktadır. Fakat gizliden gizliye sevdalandığı birisi vardır. Ona yardım etmeye çalışır fakat platonik bir aşk duyar. Onu mutlu etmek için bir çok olayın içinde kendini bulur.
3. Masumiyet – 1997 – IMDb: 8.4
Yönetmen: Zeki Demirkubuz
Senarist: Zeki Demirkubuz
Filmde yaşama bağlı bir hayat kadını Bekir tarafından saplantılı ve tutkulu bir şekilde sevilmektedir. Hapisten yeni çıkmış bir karakter olan Yusuf ise hayata yeniden atılmaktadır. Çilem ise hayata bir sıfır yenik başlamıştır. Annesi Çilem’e hamileyken yediği dayak sonucunda Çilem sağır ve dilsiz doğar. Olaylar birbiri ile iç içe geçmiş şekilde sunulmaktadır. Türk sinemasının en başarılı filmleri arasında gösterilen Masumiyet yerli ve yabancı bir çok film ile ödüllendirilmiştir.
2. Das Leben der Anderen – Başkalarının Hayatı – 2006 – IMDb: 8.5
Yönetmen: Florian Henckel von Donnersmarck
Senarist: Florian Henckel von Donnersmarck
Film Doğu Almanya’da geçmektedir. İstihbarat görevlisi olan Wiesler’e aslında rejime sadık olan fakat Dreyman’ı dinleme görevi verir. Wiesler Dreyman’ı dinledikçe onunla artık empati kurmaya başlar. Bir süre sonra ise onu gizlice korumaya başlar. Elindeki imkanları onu korumaya yönelik kullanır. Gerçekler ise Berlin duvarı yıkıldığında anlaşılır.
1. Eşkıya – 1996 – IMDb: 8.6
Yönetmen: Yavuz Turgul
Senarist: Yavuz Turgul
Eşkıya olarak nitelendirilen bir grup içindeki faaliyetleri yüzünden Baran tutuklanır ve hapse atılır. Hapiste uzun yıllar geçirir. Hapisten çıktığında ise yaşadığı köye döner ve yakalanmasının asıl nedeninin yakın bir arkadaşının ihbarı olduğunu öğrenir. Yakın arkadaşı ise çocukluk aşkına sevdalanmıştır ve İstanbul’a yerleşmiştir. Baran ise çocukluk aşkının peşinden gidecektir.