Yönetmenliğini Mick Jackson’un üstlendiği 2010 yapımı Otizmi konu alan Temple Grandin filmi konusu ve hikayesi üzerine bir tanıtım ile karşınızdayız. Temple Grandin tanıtımına geçmeden önce Otizm hakkında bilgi vermek istiyoruz.Bu arada Otizm’i Konu Almış Film: Temple Grandin filmi konusu yazımıza YORUM yapabilir veya EMOJİ ile tepki verebilirsiniz.
Otizm Nedir:
Otizm ilk belirtilerini bebeklik ya da çocukluk döneminde gösteren, düzenli seyir izleyen bir beyin gelişme bozukluğudur. Otizm tek bir belirtiden çok, bir dizi belirti ile fark edilir. Ana özellikleri sosyal etkileşim bozuklukları, iletişim bozuklukları, sınırlı ilgi ve yineleyici davranıştır. Filmde de Temple’ın diğer insanlarla iletişim kurmakta zorlandığı, insanlara sarılmaktan hoşlanmadığı, sakinleşmek için kendi etrafında döndüğü görülmektedir. Kendi etrafında dönmenin, ona insanlara sarılıyormuş hissi verdiği belirtilmiştir. Ayrıca filmde ele alınan özelliklerden biri; Temple Grandin’in, olayları bitmiş haliyle zihninde kurgulayıp, yaptığı projelerde hata payını sıfıra indirgemesi de vardır.
Temple Grandin Filminin Konusu:
Filme konu olan Temple Grandin otizmli bir bireydir. 4 yaşına geldiğinde hala konuşmamasından dolayı doktora giden annesi, kızının otizmli olduğunu öğrenir. İletişim bozukluğu yaşaması, uyarılara az tepki vermesi, odaklanma problemi yaşaması, annesinin sarılmasından hoşlanmaması bu tanıyı koymada etkili olan bazı gözlemlerdir. O zamanlar, annenin çocuğa ilgisiz davranması sonucunda çocuğun otizmli olacağı yanılgısı hakimdi. Filmde de doktorun anneye böyle bir atıfta bulunduğunu görmekteyiz. Diğer otizmli çocuklara sahip ebeveynlerin aksine Temple’ın annesi, çocuğunun kendi başına hayat mücadelesi verebiliyor olmasını hedeflemişti ve bunun için çocuğunu yatılı bir devlet okuluna göndermeyi göze almıştı.
Temple’ın gittiği okulda arkadaşlarıyla iletişimi çok zayıftı. Yine de onu anlayabildiği için hayran olduğu bir öğretmeni vardı. Temple, üniversiteye gideceği yaz tatilinde teyzesinde kalmıştı. Teyzesinin hayvan çiftliği vardı. Bir gün hırçın hayvanların sıkıştırma mekanizmalı bir alete sokularak sakinleştiğini gözlemledi. Aynı mekanizmayı kendisi denediğinde bunun gerçekten işe yaradığını anladı ve benzer bir aleti kendisi için yaptı. Hayvanlara karşı sempatisi vardı ve üniversitede hayvanların bağırmaları ve hırçınlıkları üzerine tez yapmak istediğini söyledi. Hayvanlar için çeşitli mekanizmalar oluşturarak onların daha sakin hayvanlar olmalarını sağladı. Bu gibi projeleri yaparken, otizmin ona kazandırdığı özelliklerden yararlanıyordu. Projelerde, oluşturduğu sistemin tamamlanmış halinin hayalini kurarak hatalı yerleri tespit edebiliyor ve çalışmalarına bu öngörüleri ekleyerek hata payını sıfırlıyordu.
Aynı zamanda bazı dergilerde yazılar yayınlamaya başlamıştı. Başarılarını göstermek için lisede hayran olduğu ve irtibatını koparmadığı öğretmeninin yanına gitmişti. Ertesi gün öğretmenin öldüğü haberi geldi ve annesiyle cenaze törenine gittiler. İlk kez orada annesine sarılma eğilimde bulundu. Bir gün annesiyle otizm seminerine katılmıştı. Oradaki pek çok aile çocuklarının yetişkin bireyler haline gelemeyeceğini sanıyordu. Seminere katılan bir aileden, otizmli bir çocuk kendi etrafında sallanmaya başlamıştı. Otizmli kızın annesi, çocuğunun bu hareketini yorumlayamıyordu. Temple, bu hareketin bireyi sakinleştirdiğini söyledi. Bunun üzerine seminerin katılımcıları, Temple’ın onlarla konuşmasını istediler. Temple kürsüye çıktı ve otizmli çocukları davranışlarının yorumlamasını yaptı. Aynı zamanda unutulmaması gereken bir şey vardı; otizmli bireyler erken tanı sayesinde, diğer bireylerden farksız hayatlar yaşayabilirlerdi. Bunun en gerçek örneği Temple Grandin’dir. Ayrıca filmde sıkça ele alınan bir durum da, Temple’in otomatik kapılardan hoşlanmamasıydı. Ben bu durumun Temple’a sarılma eylemini hatırlattığını bu yüzden korktuğunu düşünüyorum ama kapıya sıkışma korkusu yaratması da muhtemel bir durumdur.
Temple Grandin Gerçek Yaşam Öyküsü Mü?
Temple Grandin (Doğum 29 Ağustos 1947), Amerikalı hayvan bilimi uzmanı ve Colorado Devlet Üniversitesi’nde profesör, yazar, otizm aktivisti ve hayvancılık sektöründe hayvan davranışları alanında danışmandır. Hug box (“sarılma kutusu”) ismi verilen, otistik çocukları sakinleştirmek için kullanılan bir cihaz geliştirmiştir. Yaşamı Temple Grandin isimli ödüllü biyografik filmin konusunu oluşturur.
Sizin Temple Grandin Filmi Konusu İle İlgili Görüşleriniz:
Filmi izlemeden önce, gerçek yaşam öyküsü olduğunu biliyordum bu yüzden daha dikkatli izlemiştim. Temple Grandin filmi, herkesin izleyip dersler çıkarması gereken bir filmdir. Aslında bu teşhise sahip bireylerin da diğer bireyler gibi yaşayabileceğini öğretir bizlere. Filmde doktorların ilk tanı koyduklarında akıl hastanesine yatırılmasını tavsiye ettiklerini de ele alırsak o zamanlar otizme nasıl yaklaşıldığı kendini belli eder. Ama Temple Grandin, nasıl ayaklarının üstünde durduğunu göstermiştir. “Fotoğraflarla düşünme” yetisini paylaşırken, Temple’ın nörotipik beyinlerin atlayabileceği problemleri nasıl çözdüğünü anlatan bir filmdir. Otizme karşı bakış açımızı değiştirecek, gerçek hayattan oldukça önemli noktalara değinilecek şekilde kurgulanmıştır. Filmin de teması haline gelmiş bir cümle; “Yeni bir dünya için, yeni kapılar açmalısın!”
Kaleme alınmış bir makalede farklı olmak vurgusu yapılıyor. Otizm üzerine bence güzel bir yaklaşım.