Stanley Kubrick, çalışmalarına amatör anlamda fotoğraf çekerek başlamıştı. Dünyanın birçok yerinde fotoğraf işinden para kazanmak oldukça zorken, New York şehri ona istediği ilhamı fazlasıyla vermiş olmalı. Öyle ki kariyerinde iyi bir fotoğrafçı olmayı başardı. Çalıştığı dergi için çektiği fotoğraflarla rüştünü ispatlarken para da biriktirdi zira başka türden hayaller kuruyordu. Bu yüzden ilk birikimlerinden biriyle soluğu kamera dükkânın da aldı, kullanımını da orada öğrenecekti. Film izlemekten hoşlandı ve fakat o bir aslandı, elbette en iyisini o yapmaya muktedirdi; yönetmenliğe adım attı. Henüz ilk filmlerini tamamlamış olsa da aslan pençeleriyle farkını gösterdi.
Doğduğu yüzyılın en büyük yönetmenleri arasında yer alarak geçirdiği ömrüne, Stanley Kubrick Filmleri adıyla eşine nadir rastlanabilecek şaheser filmler, kusursuz olma telaşıyla yarattığı kült imajının gölgesinde günümüz film endüstrisini derinden etkileyen muhteşem karakteristik detaylar ve üç evlilik sığdırdı.
Tüm senaryoları kendisi yazmazdı, daha çok uyarlama filmler çekmiştir. Bazen bağlı olduğu kaynağı, yüksek oranda değiştiriyor olması da onun yaratıcı zekâsının timsali olsa gerek.
Yaptığı işte en iyi olma arzusu, aynı sahneyi onlarca kez çekmesine, ihtiyaç duyduğu araç gereç için aylarca beklemesine ve dolayısıyla filmin çekim süresinin uzaması sonuçlarını beraberinde getirir. Belki de insani duyguları en aza indirgediği film karakterlerindeki ne benzer bir tür duygu kontrol mekanizmasına sahipti. Sınırlarını zorlamak, Kubrick ismiyle eşdeğer. Birbirinden tamamen farklı filmler çekebilir, kendini tekrar etmezdi.
Net olmayan sonlar, sembolik anlatımlarla haykırdığı gizlenmiş gerçekler, rafine müzik zevki, görüntü ve seslerin mükemmel uyumu, onu usta bir yönetmen yapıyor.
Stanley Kubrick Filmleri
16. Seafarers – Denizciler – 1953 – IMDb: 5,5
Denizcilerin yaşamını anlatan renkli çekilmiş belgesel film.
15. Fear and Desire – Korku ve İstek – 1953 – IMDb: 5,6
Yönetmenin ilk uzun metrajlı filmidir. Uçağı düşen askerlerin, kendi cephelerini bulma mücadelesi.
14. Flying Padre – Papaz Uçuşu. 1951 – IMDb: 5,7
Belgesel niteliğinde kısa film. Uçağıyla yardım elini uzatmaya giden bir pederin iki günlük deneyimleri.
13. Day of The Fight – Dövüş Günü – 1951 – IMDb: 6,4
Dövüş Günü Yönetmenin ilk filmidir. Birikmiş parasıyla henüz satın aldığı kamerayı nasıl kullanacağını sorup öğrenir. Bir boksörün bir gün süreyle, yaptığı ringe çıkış sürecini konu alıyor.
12. Killer’s Kiss – Katilin Öpücüğü – 1955 – IMDb: 6,7
Yönetmenin kariyer değişimini merak edenler için ayrıca izlenebilir. Senaryo, moda ve şehir örnekleri ihtiva eder. Obsesif bir aşkın, dansçı ve boksör üzerinde gerçekleşmiş hali.
11. Eyes Wide Shut – Gözleri Tamamen Kapalı – 1999 – IMDb: 7,3
Stanley Kubric eserlerinin sonuncusu. Uyarlanarak çekilmiş Hollywood filmlerin biridir. Sansasyon yaratmış, türüne rastlanamayacak kadar özgün senaryosuyla izleyiciyi mest etmiştir. Çekimler bittikten bir kaç gün sonra, harika yönetmen hayata gözlerini yummuştur. Tom Cruise ve Nichole Kidman, başroldedir. Evlilik, sadakat gibi konularda sorgulamalar yapmaya iten film birçok fikir ayrılıklarına yol açmıştır. Psiko seksüel serüvenlerine tanık olacağımız çiftin yaşadığı yoğun korku ve tedirginlik, acaba onları bir arada tutabilecek midir? Piyano müziği gerilimi yükseltirken, merakınız tırmanıyor, gözlerinizi açtığınızda ise karşılaştığınız gerçekler, tekrar sımsıkı kapatma isteği yaratabilir.
10. Lolita – Lolita – 1962 – IMDb:7,7
Yazar Profesör Humbert, akademide ders vermeye başlamadan hemen önce küçük bir kıza ilgi duymaya başlar. Ona olan tüm arzularını kaleme alırken ilgisini çekmeyi başarır ve evlenir. Fakat yazarın defterini okuyarak etik olmayan hayallerini öğrenen annesi, olacaklar karşısında büyük bir korkuya kapılacaktır.
9. Spartacus – Spartaküs – 1960 – IMDb: 8,0
Monarşiye bir başkaldırış öyküsüdür. Nereye kadar dayanabilirsiniz? Asla vazgeçmeyenlerden misiniz yoksa her kaybediş, kazanmanın minik adımlarından biri midir yalnızca? Gerilim ve dram dolu dakikalar, boyun eğmez kölenin hikâyesinde hayat buluyor. İsyan askerlerinin mücadelesi, politik senaryolara kurban gidecek midir?
8. 2001: A Space Odyssey – Bir Uzay Destanı – 1968 – IMDb:8,1
Bilim kurgu türündeki film, kısa bir öyküden esinlenilerek çekilmiştir. Dört dalda Oscar adaylığı ve görsel efekt Oscarı’na sahiptir. İnsanın evrimsel dönüşümü, teknoloji ve yapay zeka kavramlarını işleyişi, sürrealist tasvir ve bilimsel realitesi, kültürel önemi dolayısıyla Amerikan Ulusal arşivine alınmıştır.
7. The Killing – Son Darbe – 1956 – IMDb: 8,1
Gerilim ve suç türünde film sevenler için ideal. Alcatraz hapishanesinde cezası biten mahkûmun, evlenmeden önce bir suça daha karışma isteği nüksetmiştir. Olaylar ise dramatik bir şekilde gelişecektir.
6. Barry Lyndon – Barry Lyndon – 1975 – IMDb: 8,1
Romandan sinemaya uyarlanan güzel bir yapımdır. Marisa Berenson, Patrick Magee ve Ryan O’neal adlı oyuncuların rol aldığı film, cesur ve akıllı Redmond Barry’nin hikâyesini anlatıyor. Babası olaylı bir şekilde ölünce annesi, ömrünü oğluna adayacaktır. Bu küçük çocuk delikanlı olduğunda, kuzenine aşık olacak fakat karşılık bulamayacaktır. Durumu hazmedemez ve düelloda, aşkının sevgilisini öldürerek yaşadığı yerden kaçmak zorunda kalır. Avrupa burjuvazi kültürüne oldukça net ışık tutan film, yönetmenin mükemmeliyetçi süzgecinden geçen çok sayıda klasik müzik örnekleriyle renklendirilmiştir. Kült filmlere meraklıysanız iyi seyirler.
5. Full Metal Jacket – Full Metal Jacket – 1987 – IMDb: 8,3
Yönetmen, senarist ve yapımcılığını üstlendiği Kubric’in bu filmi, savaşı konu alıyor. Vietnam Savaşına hazırlık dönemi ve esnasında her bir Amerikan askeri’nin halet-i ruh iyesine ışık tutan film, savaşın ne denli olumsuz davranış özelliklerine yol açtığının kanıtı. Cephe günleri bitmiş olsa da insan doğasına son derece aykırı vahşetin, onarılmaz yaralarını fark etmek, pişman olmaya yeter mi?
4. A Clockwork Orange – Otomatik Portakal – 1971 – IMDb: 8.4
Gençlerin oluşturduğu çete, liderlerinin tüm ahlaksız tutum ve davranışlarını kolayca kabul eder ve uygular. İnsanlara çok sayıda şiddet uygulamaktan zevk almaktadırlar. Zamanla çete üyeleri ihtilafa düşer. Polise yapılan suç duyurusu neticesinde çete üyesi Alex’i, bir dizi yeniden topluma kazandırma tekniğiyle rehabilite eder. Fakat karşılaştığı her insana kötülük yapmış olan bu kişinin artık iyi bir insan olması, onun eziyet ettiği insanlar tarafından ne şekilde karşılanacaktır? Suç ve şiddet eğilimi üzerine derin düşüncelere dalmaya hazır olun. Film, yasaklanmasına neden olacak kadar olumsuz tutum ve davranışları özendirici etki yaratmış, bir kısım kitlelerin davranışını kötüden yana değiştirmiştir. Bu ise korku duyulmasına sebep olmuştur. Gerçek şu ki; yüzleşmek son derece zor bir süreç meselesidir. Eğitim ise en başından insan için var olmalıdır.
3. Paths of Glory – Zafer Yolları – 1957 – IMDb: 8,5
Savaş esnasında askerlerin her şekilde psikolojik, teknik ve nizami gerçekliğini ele alıyor.
2. The Shining – Cinnet – 1980 – IMDb: 8,5
Stephan King’in yazarlığını beğendiyseniz, uyarlanmış filmi de beğenmeniz olası. Kış mevsiminde kapanan bir otelin bekçiliğini üstlenmesiyle bir işe kavuşan aile, aynı zamanda tatil yapma şansı bulur. Otelde yalnızca karı koca ve bir çocukları vardır. Böylece babaları, çoktandır yazmak istediği kitabına zaman ayırabilecektir. Fakat günler geçtikçe esrarengiz olaylar, onları korku ve öfkeyle baş başa bırakır. Yoğun baskıyla şekillenmiş yıkıcı duygular, bu otelin güvenliğini üstlenmiş ailenin psikolojilerini nereye sürükleyecektir? Kaçınılmaz cinnetlerinden ve kendilerinden, kim galip çıkacaktır? Jack Nicholson’ın oyunculuğuna bir kez daha hayran kalacaksınız.
1. Dr. Strangelove – Garip Doktor – 1964 – IMDb:8,6
Olası bir Sovyet saldırısı, nükleer çapta yapılmak istendiğinde ne kadar geniş bir kitleyi yok edebilir? Gerilim ve komedi sevenler için ideal film, ünlü yönetmenin savaş temasını da içeren filmlerinden. Oyuncular ise; Peter Sellers, Sterling Hayden, George Scott. Zıt duyguları çarpıştıran filmde, büyük bir stres altında iken kahkaha atmaya hazır olun.